Naci Görür’den Çarpıcı İstanbul Depremi Açıklamaları: Nelere Hazırlıklı Olmalıyız?

Dünyaca ünlü deprem uzmanı Naci Görür’ün son açıklamaları, insanların zihinlerinde daha da derin izler bıraktı. Görür, olası bir İstanbul depremi üzerine kapsamlı ve detaylı bilgiler verdi.

İstanbul’un kırılgan zemin yapısı, hazırlıksız binalar ve olası çevresel sonuçlar, merak edilenler arasında yerini koruyor. Peki, Görür’e göre İstanbul depremi ne zaman gerçekleşecek?

Bu konudaki çarpıcı açıklamalar ve tahminler, geleceği şekillendirmek adına atılacak adımların belirleyicisi olabilir. Her detayı incelemeye başlamadan önce, depremin gölgesindeki bu muazzam şehrin ne tür sırlar ve tehlikeler barındırdığını anlamaya çalışalım.

Beklenen Marmara Depremi: Kritik Uyarılar ve Olası Etkiler

Bilim Akademisi üyesi ve saygın yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, beklenen Marmara depremi üzerine kritik bilgiler paylaştı.

İstanbul’da, Hilton İstanbul Bosphorus Conference Center’da düzenlenen bir panelde konuşan Görür, Marmara bölgesinde kaçınılmaz olan bu doğal afetin büyüklüğü ve etkileri üzerine çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Görür’e göre, bu beklenen felaket, İstanbul’un Avrupa yakasında 9 şiddetinde hissedilecek ve bölgedeki yaşamı derinden etkileyecek.

Kuzey Anadolu Fayı: Depremin Merkez Üssü

Kuzey Anadolu Fayı’nın kuzey kolunun, tarihsel süreçte her 250 yılda bir ortalama 7 ve üzeri şiddette deprem üretme eğiliminde olduğunu vurgulayan Görür, bu gerçeğin Marmara’nın geleceğini şekillendireceğini ifade ediyor.

Marmara Denizi’nin ‘deprem denizi’ olarak anılmasının nedeni, bu bölgedeki aktif fay hareketleri ve bunun sonucunda meydana gelen depremlerdir. Görür, fay hareketlerinin ve depremlerin, bölgedeki denizin oluşumuna neden olduğunu ve bu hareketliliğin yüzyıllardır devam ettiğini belirtiyor.

Marmara’nın Kritik Fay Hatları ve Beklenen Deprem

Prof. Dr. Naci Görür, 20. yüzyılda meydana gelen depremlerin izlediği rota ve Marmara bölgesinde beklenen depremin olası merkezini açıkladı. Erzincan’dan başlayarak Marmara’ya kadar uzanan bir deprem serisi yaşandığını, bu serinin Kuzey Anadolu Fayı üzerinde batıya doğru ilerlediğini vurguladı.

Görür’e göre, önümüzdeki deprem, Marmara Denizi’nde ve özellikle Adalar ve Kumburgaz Fayı üzerinde meydana gelecek ve bu, Marmara bölgesinde hissedilecek büyük bir depremin habercisi olacak.

İstanbul’un Jeolojik Durumu ve Depreme Dayanıklılığı

Görür, İstanbul’un jeolojik yapısının, depremin şiddetini belirleyecek önemli bir faktör olduğuna işaret ediyor.

Avrupa yakası, genellikle genç ve göreceli olarak daha az dayanıklı zeminlerden oluşuyor ve özellikle sahil bölgelerinde deprem şiddetinin 9 seviyesine ulaşabileceğini vurguluyor. Bu da yapıların deprem sırasında daha fazla zarar görmesine neden olabilir.

Asya yakası ise, daha eski ve sağlam kayalardan oluştuğu için, depremin olası etkilerine karşı Avrupa yakasından daha dirençli olacak şekilde değerlendiriliyor, ancak sahil bölgelerinin, Avrupa yakası kadar olmasa da, risk altında olduğunu söylüyor.

Deprem Sonrası Riskler: Yıkım ve Çevre Kirliliği

Depremin yalnızca doğrudan yıkıma neden olmadığını, aynı zamanda ciddi çevre kirliliği riski taşıdığını ifade eden Görür, İstanbul’da yıkılması beklenen 98 bin bina ve ortaya çıkacak olan yaklaşık 100 milyon tonluk molozun bertarafı konusunda ciddi bir hazırlık yapılması gerektiğine dikkat çekiyor.

Görür, molozların uygun şekilde bertaraf edilmemesi durumunda, asbest gibi zararlı maddelerin toprağa ve suya karışarak, dolaylı yoldan da insan sağlığını tehdit edeceğini belirtiyor.